Bayram tatili dolayısıyla Ankara'dan gelen misafir boğazdan başka bir yere götürülmez diyerek bana göre Kavacık, mekana göre Kanlıca'da olan :) Mihrabat Korusu'na gittik.. Yıllar önce babamla birlikte burada mangal yapardık, sonrasında koruyu elden geçirdiler ve gayet başarılı bir şekilde cafe - restaurant statüsüne geçiş yaptılar.. Her ne kadar bana eski keyfini vermese de başarılı bir dönüşüm olmuş..
Yeme içme mevzusuna girmeden önce (zaten girdiğimizde çok fazla bir detay da olmayacak) mekanın manzara ve lokasyonundan başlayacağım.. Anadolu yakasından geliyorsanız Fatih Sultan Mehmet köprüsüne girmeden önce, Avrupa yakasından geliyorsanız köprüyü hemen geçince, Kavacık sapağından sadece 5 dakika mesafede bulunan mekan İstanbul boğazının balkonu konumunda.. Manzarası da, yeşillikler içerisinde olması da müthiş.. Aslında misafirimiz yaptığı yorum Mihrabat Korusunu en kısa şekilde özetliyor; "Bir daha evlenecek olsam düşünmeden burayı seçerdim".. Düğün yemeği veya düğün kokteyli için kesinlikle çok iyi bir alternatif (bakınız; aşağıdaki fotoğraf)..
Menüsü çok da zayıf olmayan restaurant bölümünde servis hızlı, personel ilgili.. Köftelerinin hazır köfte olup olmadığını soruşturduktan sonra kendi üretimleri olduğundan emin oldum ve köfte siparişi verdim, kanatlı aşığı eşim de tavuk tercih etti..
Köfteleri baharatlı ve kıvamında pişmişti, çok büyük bir lezzet şöleni değil ama mekandan beklentimin üstündeydi, porsiyonları da gayet doyurucuydu.. Yanında servis ettikleri pilav soğanlı ve patlıcanlıydı, köfteden daha çok ilgimi o çekti (zaten yine yanımdakilerin tabağına sarktım)..
Mihrabat Korusu fiyat olarak biraz yüksek gelse de manzara ve lezzet cüzdan acısını fazlasıyla unutturuyor.. Ben bir sonraki ziyaretimde açık büfe kahvaltılarını deneyeceğim, bakalım kişi başı 30 TL'yi hak edecek ne sunuyorlar :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder